Teras etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Teras etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

12 Mayıs 2012 Cumartesi

Kutsal Vadi, Pisac, Ollantaytambo


Deniz seviyesinden 80-100m yukseklikteki Amazon ormalarindan deniz seviyesinden 3360m’deki Cusco’ya dogru ucusa gectigimizde acaba internet sitelerinde Cusco’ya gidenler icin ozellikle dikkat edin dedikleri “yukseklik hastaligina” tutulur muyuz diye dusunuyorduk. Londra’dan aldigimiz ilaclar da bir turlu haber alamadigimiz bavulumuzda kaldigindan biraz sikintiliydik.

Ucaktan inince bizi Cusco’daki yerel tercumanimiz karsiladi. Hamile oldugumu da ogrenince o zaman ilk is size biraz Koka Cayi icirelim sonra bavulunuzu sorustururuz dedi. Koka Cayi hakkinda biraz on fikrimiz vardi. Inkalar zamaninda beri kullanilagelen bu cay aslen her turlu derde deva bir cay ve Peru (ve Bolivya) kulturunde cok onemli bir yer kapliyor. Sadece yukseklik hastaligi icin degil aslen her turlu okazyon icin kullaniliyor. Kadinlar doguma girmeden koka yapragi cigniyorlar, evlenmek isteyen bir genc  oncelikle kizin babasina koka yapragi ikram ediyor, biri oldugunde cenazede koka cayi iciliyor, olu gomulurken koka yapraklari ile gomuluyor, yasli kadinlar adamlar yollarin kenarlarinda yillarin aliskanligi ile koka yapraklarini cigneyerek muhabbet ediyorlar... Tabi genel olarak dislerde bir yeserme, sararma var ama yaklasik 4000 senelik bir kultur ve aliskanliklardan vazgecmek zor, hele de bu aliskanlik keyif veriyorsaJ  Bir yandan da koka yapraklari kokainin hammaddesi oldugu icin ulke disina cikarilmalari yasak ama ulke icinde herkes koka yapragi ile takildigindan biz de ortama uyum saglamak uzere ilk koka cayimizi iciyoruz. Acikcasi tat olarak pek bir seye benzemiyor, yesil cayin kotusu gibi bir tad. Ama sanirim bizde ise yaradi cunku ne Kartalgozu ne de ben Cusco ve Kutsal Vadi’de kaldigimiz sure boyunca yukseklik hastaliginin hic bir belirtisi (kusma, mide bulantisi, bas donmesi, halsizlik, durgunluk vs) ile karsilasmadik. Gerci bende genel bir sikilganlik durumu hakim olmustu ama bunu hamilelige bagladigimizdan hic ustumuze alinmadikJ
Koka cayimiz sonrasi bizde takinti haline gelen bavullarimizi sorusturduk sonra en iyisi biraz daha giysi alalim ve bu mevzuyu uzatmayalim deyip Cusco’da cok da fazla olmayan carsilardan birine goturulduk. Tipitop diye bir dukkandan bir kac duzgun t-shirt ve pantalon-etek alip, Kutsal Vadi’de kalacagimiz Aranwa Sacred Valley Wellness & Sap oteline gectik.

Amazon’daki ter ve nemden sonra otelde aldigimiz dus ve temiz yataklar bize ilac gibi geldi ve ilk aksam koma halinde uyuduk. Sabah gune enerjik bir sekilde koka cayi esliginde baslayip rotamizi Pisac’a dogrulttuk.
KUTSAL VADI
Esasen bu vadiye Kutsal Vadi denmesinin sebeplerinden biri 400den fazla turde yetistirilen patateslere ve 30dan fazla turde yetistirilen misirlara ev sahipligi yapmasi. Inkalar icin bu gurme durum haricinde asagidaki haritada gordugunuz baskentleri Cusco'nun, candamarlari Vilconata nehri'nin (veya nam-I diger Wilcamaya), kutsal sehir Machu Picchu'nun, Pisac, Ollantaytambo ve Sacsayhuaman'in da burada olmasi bu vadiyi Inka yasami ve tarihi acisindan cok onemli kiliyor…
PISAC
Pisac  yukarida mavi ile gosterilen Vilcanota nehri kenarinda kurulu  onemli Inka sehirlerinden biri. Patatesin diyari olarak biliniyor.

http://bisikletim.wordpress.com/tag/peru/


Pisac kalintilari, beni Machu Picchu’daki kalintilar kadar etkiledi. Belirli bir yere kadar arabayla cikabiliyorsunuz ama sonrasinda yaniniza yaklasak bir yerli ile anlasip en tepeye kadar cikmak icin yurumeye basliyorsunuz.  Kalintilarin en tepesi deniz seviyesinden yaklasik 2972 m kadar yukarida. En tepeye vardiginizda butun vadi ayaklarinizin altinda kaliyor ve inanilmaz guzellikte bir goruntu ile karsi karsiya kaliyorsunuz. Bizim gittigimiz donemde Vilconata nehri kurumustu o yuzden sadece nehrin kivrimlarini takip edebildik ama doganin guzelligini sizlere buradan anlatmam imkansiz. Bir yandan da asiri yuksekte kendinizi tum evrenin tepesindeymissiniz gibi hissediyorsunuz. Bambaska bir sey. Bizi tepeye cikaran yerli amca yukseklikten etkilenmemiz icin bize yol boyunca patika kenarlarinda bolca bulunan bir bitkiden koklatti. Bu bitki koka yapraklarindan farkli. Kac gundur ismini hatirlamaya calisiyoruz, internette de aradik, bulamadik. Kekik gibi kokuyordu ve 2900m’ye cikmak bizi bu kokladigimiz bitki sayesinde hic zorlamadi.  Kokladikca nefesinizin acildigini hissediyorsunuz. Isim aklima gelirse bir sonraki yaziya koyacagim.
Biraz Inka sehir bilgisi vermem gerekirse, sehirlerin hep ayni sekilde dizayn edildikleriyle baslayabilirim. Askeri alan, dinsel alan, yasam yeri ve yiyeceklerin saklandigi alanlar seklinde 4’e bolunuyor. Yiyecekler genel olarak dag oyuklari icindeki dogal buzdolaplarina saklaniyor. Oluler de yine ayni sekilde bu dag oyuklarina gomuluyorlar.  Inkalar icin 3 onemli hayvan var ve her insan dogarken kondor, yasarken puma ve oldugunden yilan oluyor.  Bu mantikla sehir kapilari yapilmis. Mesela yilan kapisi dinsel torenler yapilirken icinden ilk gecilen kapi. Bir de tabi sehirlerdeki akil almaz sulama tekniklerini de es gecmemek lazim. Su, dinsel torenler icin oncesinde kullanilan bir arinma araci oldugundan sehirlere su erisimini saglamak cok onemli.
Pisac’a donersek, Ispanyollar istila sirasinda her seyi yakip yikmislar. Ama yine de geriye bir seyler kalabilmis, bunlardan bir tanesi de Gunes tapinagi.  Gunes tapinaklari, genel olarak gunesin dogdugu yonu esas alacak sekilde insa edilip icleri altin ve gumusle kaplanirmis. Disardan dumduz bir yapi ama iceride isil isil bir guzellik. Her yerden gorulmeyecek sekilde insa edilmesi en onemli ozelligiymis bu binalarin.
Kalintilar sonrasinda Pisac’in Sali, Persembe ve Pazar gunleri kurulan unlu pazarina gittik. En guzel pazar Pazar gunu kuruluyor dediler ama gunumuz olmadigindan biz Sali ile idare ettik. El dokumasi kilimler, sapkalar, kazaklar, eldivenler, vs haricinde yiyecek de bulunduran pazarda tavuk, balik, patates, cesitli meyveler ve tabiki  de misir satiliyordu. Rengarenk kiyafetleri ile yerel giysileri icinde yerlerde outran Perulu kadinlar, cocuklar, amcalar gercekten size bambaska diyarlara goturuyorlar.
Ekteki linkten Pisac pazarini gozunuzde canlandirabilirsiniz.  Resimleri ceken bayanin fotolarina bayildim.
http://viw.myfotojournal.com/2011/jan/28/peru-pisac-market-magic/

Bir de asagida genel Pisac bilgisi var:
http://www.andeantravelweb.com/peru/destinations/cusco/pisac.html

http://www.destination360.com/south-america/peru/pisac

OLLANTAYTAMBO

Kutsal Vadi’deki 2. Gunumuzde adres ismini gun sonunda telafuz etmeyi basardigimiz Ollantaytambo idi. Acikcasi burada Pisac’tan (ve hatta Machu Picchu’dan) daha fazla kalinti kalmis. Ekim-dikim icin kullanilan teraslar, yapimi (Ispanyol istilasi ile) yarim kalmis bir gunes tapinagi ve Prenses Banyosu (Princess Bath) dedikleri cesme en cok aklimizda kalan yapilar. Ozellikle Prenses Banyosu cesmesinin insa teknigi anlatildiginda bizi cok etkilemisti. Zira bu yapidan devamli surette su akmiyor. Ayni gunumuzde oldugu gibi nehirden gelen suyu cesmeden devamli akitmamak icin bir acip-kapama teknigi gelistirmisler.  Kalintilar arasinda yururken Inkalar zamaninda kalma su yollari gozunuze carpiyor.
Bu sehir stratejik ve koruma amacli olarak olarak Kutsal Vadi’nin kuzeyine yapilmis. Tarihte yazanlara gore de Ispanyollar bu sehri ele gecirmekte epey zorlanmislar ve ilk denemelerinde kotu bir surprizle karsilamislar. Soyle ki Inkalar, Ispanyollari geri puskurtmek icin vadidedeki Patacancha nehrinin akisini degistirerek Ispanyollarin gececekleri su yolunu sele bogmuslar. Bu yenilgi karsisinda geri cekilip, hemen akabinde Cusco’dan daha buyuk bir atli birligi ile geri gelen Ispanyollar sehri ele gecirdikleri gibi, Inkalarin buyuk lideri Manco Inca’nin da sonradan bulup oldurdukleri Vilcabamba’ya kacmasina sebep vermisler.

Aslinda bu yazi serimde Inka tarihinden bahsetmek isterdim ama gunler surer ve amaci asar. Fakat Guney Amerika toplumlarina ilginiz var ise internet bu konuda bir derya. Bence Inkalarin hikayesi de diger somurulen  toplumlarin hikayeleri kadar acikli ama bir o kadar da zengin bir hikaye. Okumak isterseniz biraz kalin olmakla beraber John Hemming’in “The Conquest of the Incas” Inka tarihi konusunda en tavsiye edilen kitaplardan biri. Biz de aldik ama henuz bitiremedik.
Bir sonraki yazi Cusco ve Machu Picchu’da gorusmek uzere.

Sevgiler, Kusgozu.