Deniz seviyesinden 80-100m
yukseklikteki Amazon ormalarindan deniz seviyesinden 3360m’deki Cusco’ya dogru
ucusa gectigimizde acaba internet sitelerinde Cusco’ya gidenler icin ozellikle
dikkat edin dedikleri “yukseklik hastaligina”
tutulur muyuz diye dusunuyorduk. Londra’dan aldigimiz ilaclar da bir turlu
haber alamadigimiz bavulumuzda kaldigindan biraz sikintiliydik.
Ucaktan inince bizi Cusco’daki
yerel tercumanimiz karsiladi. Hamile oldugumu da ogrenince o zaman ilk is size
biraz Koka Cayi icirelim
sonra bavulunuzu sorustururuz dedi. Koka Cayi hakkinda biraz on fikrimiz vardi.
Inkalar zamaninda beri kullanilagelen bu cay aslen her turlu derde deva bir cay
ve Peru (ve Bolivya) kulturunde cok onemli bir yer kapliyor. Sadece yukseklik
hastaligi icin degil aslen her turlu okazyon icin kullaniliyor. Kadinlar doguma
girmeden koka yapragi cigniyorlar, evlenmek isteyen bir genc oncelikle kizin babasina koka yapragi ikram
ediyor, biri oldugunde cenazede koka cayi iciliyor, olu gomulurken koka
yapraklari ile gomuluyor, yasli kadinlar adamlar yollarin kenarlarinda yillarin
aliskanligi ile koka yapraklarini cigneyerek muhabbet ediyorlar...
Tabi genel olarak dislerde bir yeserme, sararma var ama yaklasik 4000 senelik
bir kultur ve aliskanliklardan vazgecmek zor, hele de bu aliskanlik keyif
veriyorsaJ Bir yandan da koka yapraklari kokainin
hammaddesi oldugu icin ulke disina cikarilmalari yasak ama ulke icinde herkes
koka yapragi ile takildigindan biz de ortama uyum saglamak uzere ilk koka
cayimizi iciyoruz. Acikcasi tat olarak pek bir seye benzemiyor, yesil cayin kotusu gibi bir tad. Ama sanirim bizde ise yaradi cunku ne Kartalgozu ne
de ben Cusco ve Kutsal Vadi’de kaldigimiz sure boyunca yukseklik hastaliginin
hic bir belirtisi (kusma, mide bulantisi, bas donmesi, halsizlik, durgunluk vs)
ile karsilasmadik. Gerci bende genel bir sikilganlik durumu hakim olmustu ama
bunu hamilelige bagladigimizdan hic ustumuze alinmadikJ
Koka cayimiz sonrasi bizde
takinti haline gelen bavullarimizi sorusturduk sonra en iyisi biraz daha giysi
alalim ve bu mevzuyu uzatmayalim deyip Cusco’da cok da fazla olmayan
carsilardan birine goturulduk. Tipitop diye bir dukkandan bir kac duzgun t-shirt ve pantalon-etek alip,
Kutsal Vadi’de kalacagimiz Aranwa Sacred Valley
Wellness & Sap oteline gectik.
Amazon’daki ter ve nemden sonra
otelde aldigimiz dus ve temiz yataklar bize ilac gibi geldi ve ilk aksam koma
halinde uyuduk. Sabah gune enerjik bir sekilde koka cayi esliginde baslayip
rotamizi Pisac’a dogrulttuk.
KUTSAL VADI

PISAC
Pisac yukarida mavi ile
gosterilen Vilcanota nehri kenarinda
kurulu onemli Inka sehirlerinden biri. Patatesin diyari olarak biliniyor. http://bisikletim.wordpress.com/tag/peru/
Pisac kalintilari, beni Machu
Picchu’daki kalintilar kadar etkiledi. Belirli bir yere kadar arabayla
cikabiliyorsunuz ama sonrasinda yaniniza yaklasak bir yerli ile anlasip en
tepeye kadar cikmak icin yurumeye basliyorsunuz. Kalintilarin en tepesi deniz seviyesinden
yaklasik 2972 m kadar yukarida. En tepeye vardiginizda butun vadi ayaklarinizin
altinda kaliyor ve inanilmaz guzellikte bir goruntu ile karsi karsiya
kaliyorsunuz. Bizim gittigimiz donemde Vilconata nehri kurumustu o yuzden
sadece nehrin kivrimlarini takip edebildik ama doganin guzelligini sizlere
buradan anlatmam imkansiz. Bir yandan da asiri yuksekte kendinizi tum evrenin
tepesindeymissiniz gibi hissediyorsunuz. Bambaska bir sey. Bizi tepeye cikaran yerli
amca yukseklikten etkilenmemiz icin bize yol boyunca patika kenarlarinda bolca
bulunan bir bitkiden koklatti. Bu bitki koka yapraklarindan farkli. Kac gundur
ismini hatirlamaya calisiyoruz, internette de aradik, bulamadik. Kekik
gibi kokuyordu ve 2900m’ye cikmak bizi bu kokladigimiz bitki sayesinde hic zorlamadi. Kokladikca nefesinizin acildigini hissediyorsunuz. Isim aklima gelirse bir
sonraki yaziya koyacagim.
Biraz Inka sehir bilgisi vermem
gerekirse, sehirlerin hep ayni sekilde dizayn edildikleriyle baslayabilirim.
Askeri alan, dinsel alan, yasam yeri ve yiyeceklerin saklandigi alanlar
seklinde 4’e bolunuyor. Yiyecekler genel olarak dag oyuklari icindeki dogal buzdolaplarina
saklaniyor. Oluler de yine ayni sekilde bu dag oyuklarina gomuluyorlar. Inkalar icin 3 onemli hayvan var ve her insan
dogarken kondor, yasarken puma ve oldugunden yilan oluyor. Bu mantikla
sehir kapilari yapilmis. Mesela yilan kapisi dinsel torenler yapilirken icinden
ilk gecilen kapi. Bir de tabi sehirlerdeki akil almaz sulama tekniklerini de es
gecmemek lazim. Su, dinsel torenler icin oncesinde kullanilan bir arinma araci
oldugundan sehirlere su erisimini saglamak cok onemli.
Pisac’a donersek, Ispanyollar
istila sirasinda her seyi yakip yikmislar. Ama yine de geriye bir seyler kalabilmis,
bunlardan bir tanesi de Gunes tapinagi.
Gunes tapinaklari, genel olarak gunesin dogdugu yonu esas alacak sekilde
insa edilip icleri altin ve gumusle kaplanirmis. Disardan dumduz bir yapi ama
iceride isil isil bir guzellik. Her yerden gorulmeyecek sekilde insa edilmesi
en onemli ozelligiymis bu binalarin.
Kalintilar sonrasinda Pisac’in
Sali, Persembe ve Pazar gunleri kurulan unlu pazarina gittik. En guzel pazar
Pazar gunu kuruluyor dediler ama gunumuz olmadigindan biz Sali ile idare ettik.
El dokumasi kilimler, sapkalar, kazaklar, eldivenler, vs haricinde yiyecek de
bulunduran pazarda tavuk, balik, patates, cesitli meyveler ve tabiki de misir satiliyordu. Rengarenk kiyafetleri
ile yerel giysileri icinde yerlerde outran Perulu kadinlar, cocuklar, amcalar
gercekten size bambaska diyarlara goturuyorlar.
Ekteki linkten Pisac pazarini gozunuzde
canlandirabilirsiniz. Resimleri ceken
bayanin fotolarina bayildim.
http://viw.myfotojournal.com/2011/jan/28/peru-pisac-market-magic/
Bir de asagida genel Pisac
bilgisi var:
http://www.andeantravelweb.com/peru/destinations/cusco/pisac.htmlhttp://www.destination360.com/south-america/peru/pisac
OLLANTAYTAMBO
Kutsal Vadi’deki 2. Gunumuzde adres ismini gun sonunda telafuz etmeyi basardigimiz Ollantaytambo idi. Acikcasi burada Pisac’tan (ve hatta Machu Picchu’dan) daha fazla kalinti kalmis. Ekim-dikim icin kullanilan teraslar, yapimi (Ispanyol istilasi ile) yarim kalmis bir gunes tapinagi ve Prenses Banyosu (Princess Bath) dedikleri cesme en cok aklimizda kalan yapilar. Ozellikle Prenses Banyosu cesmesinin insa teknigi anlatildiginda bizi cok etkilemisti. Zira bu yapidan devamli surette su akmiyor. Ayni gunumuzde oldugu gibi nehirden gelen suyu cesmeden devamli akitmamak icin bir acip-kapama teknigi gelistirmisler. Kalintilar arasinda yururken Inkalar zamaninda kalma su yollari gozunuze carpiyor.
http://www.andeantravelweb.com/peru/gallery/photos_ollantaytambo_cusco_peru.html
http://htmlhelp.com/~liam/Peru/Cusco/Ollantaytambo/
http://htmlhelp.com/~liam/Peru/Cusco/Ollantaytambo/
Bu sehir stratejik ve koruma
amacli olarak olarak Kutsal Vadi’nin kuzeyine yapilmis. Tarihte yazanlara gore de Ispanyollar bu sehri
ele gecirmekte epey zorlanmislar ve ilk denemelerinde kotu bir surprizle
karsilamislar. Soyle ki Inkalar, Ispanyollari geri puskurtmek icin vadidedeki
Patacancha nehrinin akisini degistirerek Ispanyollarin gececekleri su yolunu
sele bogmuslar. Bu yenilgi karsisinda geri cekilip, hemen akabinde Cusco’dan daha
buyuk bir atli birligi ile geri gelen Ispanyollar sehri ele gecirdikleri gibi,
Inkalarin buyuk lideri Manco Inca’nin da sonradan bulup oldurdukleri Vilcabamba’ya
kacmasina sebep vermisler.
Aslinda bu yazi serimde Inka
tarihinden bahsetmek isterdim ama gunler surer ve amaci asar. Fakat Guney
Amerika toplumlarina ilginiz var ise internet bu konuda bir derya. Bence
Inkalarin hikayesi de diger somurulen
toplumlarin hikayeleri kadar acikli ama bir o kadar da zengin bir
hikaye. Okumak isterseniz biraz kalin olmakla beraber John Hemming’in “The
Conquest of the Incas” Inka tarihi konusunda en tavsiye edilen kitaplardan biri. Biz
de aldik ama henuz bitiremedik.
Bir sonraki yazi Cusco ve Machu
Picchu’da gorusmek uzere.
Sevgiler, Kusgozu.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder