16 Nisan 2012 Pazartesi

Bodrum - 3 ve Son

Ortakent / Yahsi: Ortakent, Bodrum’a yaklasik 13 km uzaklikta bir belde. Yahsi koyu ile yakin olmalari sebebiyle genelde Ortakoy/Yahsi olarak anilirlar. Uzun bir halk plaji ve sorfe uygun denizi olmasinin yanisira biz cocuklu ailelere yonelik guzel bir iki beach club’i da mevcut.

Biz gecen sene Fink Beach Club’i kesfettik. Arabayla yola cikip bugun nereden denize girsek diye dusunurken tabelalari takip ile kendimizi Fink’te bulduk. Burasi daha onceden Ortakent Ex Scala’ymis. Isletme yeni el degistirmis. Mekan genis, biraz cim, biraz minder konseptiyle cam agaclarinin altinda cocukla serilmek gayet rahat. Deniz kumlu ve yavas yavas derinlesiyor. Ister deniz uzerine insa edilen iskeleden ister kumsaldan denize girebilirsiniz, iskele uzerinde oturmak / guneslenmek icin de guzel sezlong ve cabana var.  Yemekler gayet guzeldi, salatadan ete, baliga, vs her seyi yiyebilirsiniz, fiyatlar da ortalama denebilir. Fakat  gecen sene servis elemanlari henuz ortama isinamadiklari icin, servis biraz sikintiliydi. Bir de cok konusan bir garson arkadas vardi ki, bu guzel mekana 2. kez gitme istegimizi onunla karsilasmamak icin erteledikJ Zira arkadas henuz veremedigim hamilelik sonrasi kilolarimi ikinci cocuk geliyor seklinde yorumladigindan, “abla kac aylik hamilesin?” sorusunu sorma gafletinde bulundu! Sonra yine ayni arkadas, bir gece once arkadaslariyla karsidaki adaya yuzdugunu “ orada essek, zurafa (!), gibi bir suru hayvan gordugunu” soyledi. En sonunda da uyuyan yavru Kartal’i “aaa uyandin mi?” diye uyandirinca Kartalgozu’nde ipler koptu. Umariz bu sene ayni arkadas orada yokturJ Zira yer guzel, ortam hos, biraz toparlanmayla musteri (cocuklu, cocuksuz)  kazanabilecek bir yer. Heba olmamali bence.
Fink’in yaninda hemen denizin uzerinde Palavra Balik restoran diye bir yer gorduk ama karnimiz tok oldugundan deneme sansimiz olmadi. Guzel bir yere benziyordu, bir bakmakta fayda var bence.

Ortakent’ten  Yahsi’ye dogru devam edince gidilebilinecek diger bir plaj  Camel Beach (Kamel Beach veya Kargi Koyu da deniliyor). Uzun kumsal konsepti burada da mevcut. Halk plaji olmasi nedeniyle cantaya ve degerli mallara hakim olmak lazim ama Bodrum’un cafcafindan uzakta, deniz, kum, gunes, gozleme, misir ve dondurma derseniz, verin cocugun eline kovayi kuregi, alin derginizi, ipad, ipod, telefon vb gibi istediginiz teknolojik urunu ve yayilin gunesin altina. Bu arada  kumsalda gezen develeri gorurseniz, gunes mi carpti yoksa Arabistan’a mi isinlandim diye dusunmeyin, gercekten zavalli bir kac devecigi turist cekmek icin gezdiren bir takim sahislar var ve anladigim Belediye turist ugruna bu sacmaligi sona erdirmiyor. Cidden deniz kenarinda  gormek istemediginiz bir sahne!
Ortakent / Yahsi’de denemedigimiz  mavi bayrakli Yahsi  ve Kabakum  halk plajlari da varmis. Buralari da bir ara kesfetme niyetindeyiz.

Restoran olarak biz 2009’da sahilde konuslanmis Gebora balik restoranini denemis ve cok memnun kalmistik. Sonradan balik ve eti birlestiren ve eski bir tas kulenin icinde hizmet veren AdaSofra da cok tavsiye edildi. Ortakent civarlarindaysaniz ikisini de ziyaret edin derim. Ayrica http://www.bodrumrehberi.com/ortakent_restoranlar.htm likinden begendiginiz baska lokantalari da deneyebilirsiniz.
Bir de su linkten genel olarak asagidaki siteden Bodrum’da denize girebilecek guzel plajlarin resimli listesini  bulabilirsiniz http://www.luksbodrum.com/bodrum_plajlari.asp

Bitez:  Bitez ile tek alakam Cokertme Turkusu ve yillar once Bitez Aktur’a yaptigim aile ziyareti desem yalan olmaz.  Bir de ruzgari sorfe gayet uygun diye biliyorum ama onun disinda sizlere yardimci olamayacagimL Bir noktada Bitez’i de kesfedecegiz elbet ama herhalde Yavru Kartal’in biraz daha buyumesi gerekiyor. Zira onun da denize girebilecegi yerler soz konusu olunca simdilik sadece ruzgarsiz, dalgasiz, sig ve kumluk alanlar ilgi alanimiz dahilinde.
Yalniz yine de Bitez’de iki tavsiyeli yerim var. Biri dondurma sevenler icin Bitez dondurmacisi, digeri de Bagarasi restoran. Bunlarin disinda  http://www.bodrumrehberi.com/bitez_restoranl.htm  linkinde Bitez’deki restoranlarin genel listesini bulabilirsiniz. Sizlerin de begendiginiz yerler var ise yorumlara girerseniz cok memnun olurum.

Bodrum ici: Bitez’i de takiben geldik Bodrum’un icine. Gencken, anne-babadan izin koparip da Bodrum’un icine gelebilmek bir olaydi. Barlar sokagina nasil yapsak da gitsek, Halikarnas’a bizi alirlar mi gunun sorusu olurdu. Simdi ise buralara teget gecerek, Bodrum’un kalabaligina girmeden nasil Bodrum’un icinde gezsek de hemen yemegimizi yeyip evimize donsek derdindeyiz. Yasla ve zamanla insanin ilgi alanlari nasil degisiyor! J
Oncelikle Bodrum merkeze geldiyseniz Bodrum kalesi icindeki Sualti Arkeoloji Muzesi yaz sicaginda bile olsa gorulmesi gerekli ilk adres.

Sonra Bodrum Marina ikinci adres olmali. Hem restoranlari (3 tane var:  Café La Vela, Club Restoran ve Roof Marine) hem konumu hem de geceleri cok guzel. 2011 yazinda Yavru Kartal’in da bizimle olmasi nedeniyle Bodrum icine 0,5 saat gidis ve 0,5 gece donus gozumuzde buyudu. Ama 2009 yazinda neredeyse 3-4 gecemiz Bodrum Marina’da gecmisti. Eger degismedi ise haftanin her bir gunu Marina’da caz ve latin geceleri veya baska bir muzik aktivitesi var. Ozellikle Fatih Erkoc Orkestrasi ve Zeynep Casalini sizleri cok eglendirecek.  Biz Café La Vela disindaki diger lokantalarda yemedik ama baska bir arkadas tarafindan Roof Marine’de gunbatiminda bir seyler icmemiz onerilmisti.
Marina haricinde yine bizim yaslara hitap edebilecek Kuba Bar var. Helva  da yine gidilebilecek baska guzel bir bar. Barlar Sokagi (Cumhuriyet Caddesi) hakkinda bir sey diyemeyecegim, sanirim en son 18 yasinda gitmistimJ Bir de gazetelerden okudugum, duydugum gece 12’den sonra muzik sesinin kisilmasi  Barlar Sokagi’nin havasini biraz indirmis. Halikarnas, 2011 sezonunda acik degilmis (Buna uzuldum. Her ne kadar bana hitap etmese de yabancilar ve gencleri eglendirebilen bir mekandi. Umarim bu sene acilir). Onun yerini disko anlaminda Dunyanin en buyuk yuzen kulubu olarak tanimlanan 1500 kisi kapasiteli Club Catamaran dolduruyor diye anliyorum.

Bar ve muzik haricinde guzel balik restorani olarak da Marina’ya yurume mesafesinde Gemibasi ve Kocadon’u tavsiye edebilirim. Yalniz ikisi de biraz fiyat bakimindan biraz tuzlu. Bir de bu sene Gumusluk’teki Akvaryum Bodrum icine de bir restoran acmis. Dolayisiyla Bodrum icinde shik Balik alternatifleriniz bol.
Dondurma sevenler icin Barlar Sokagi’ndaki Penguen dondurmacisina da isterseniz aksam balik-raki sonrasi isterseniz gunduz alisveris yaparken ugrayabilirsiniz.

*             *             *
Boylece Bodrum uclememi bu son yaziyla bitirmis oluyorum. Gundogan, Torba ve Guvercinlik hakkinda henuz bilgim yok. Olur olmaz, sizlerle paylasacagim. Herkese simdiden keyifli, huzurlu ve saglikli yazlar.

Sevgiler, Kusgozu.

12 Nisan 2012 Perşembe

Bodrum - 2


Bodrum'dan devam ediyorum.

Golturkbuku: Bekar ve daha genc olsaydim (bu sene 35’I kutluyor olabilirim ama hala genc kategorisindeyim) ve eglenmek, takilmak isteseydim kesinlikle Golturkbuku’nden cikmazdim diye dusunuyorum. Zira en guzel beach club’lar burada, yakisikli erkekler, guzel kizlar, moda olan her sey, muzigin krali burada, daha ne olsun! Hal boyle olmakla beraber yavru Kartal sonrasi Golturkbuku’ne ayak basmamiz hem mahalle baskisi hem de yavru Kartal’in sahsinca otomatikman engellenmis oldugundan cocuksuz zamanlarda guzel vakit gecirdigimiz Mavi’deki latin gecelerine, Fidele Restoran, Ship a Hoy, Lola Beach ve Macakizi’na burdan selam etmekle yetiniyor ve bizden fena halde gecmis diyorum! J

Yalikavak: Buradaki siteleri ve evleri genel olarak cok hos bulmakla beraber dagin tepesinden asagi denize inmek konsepti beni biraz dusunduruyor.  Gerci Bodrum’da cogu yer boyle aslinda, degil mi? Dag, tas ev dolu.  Muthis cirkin bir yapilasma var. Baktikca kafayi nereye cevirsem de bu rezaleti gormesem diye siz utanip eziliyorsunuz fakat yapacak bir sey yok, alan var ki bunlar yapiliyor. Bir de tabi Yalikavak’in denizi guzel, mutahitler ne yapsin.

Ozellikle Xuma, herhalde Bodrum’un en sessiz ve sakin koylardan birine konuslanmis olmali. Cocuklular icin her yerin cim olmasi en can alici nokta. Xuma’yi ailecek cok sevmemize ragmen gecen yazki isletmeden hic memnun kalmadik, bundan da bahsetmeden gecemeyecegim. Eskiden kapidan giris ucreti alinir, o parayi icerde yemek yerken kullabilirdiniz. Boylece kapida yuksek rakam odemis olsaniz da sizi cok rahatsiz etmezdi. Gecen yaz gittigimizde ise, 1 yasindan kucuk yavru Kartal’a da neredeyse bizim kadar ucret alinmasi, buna ragmen bir cocuk mama sandalyesi bile verilmemesi ve odedigimiz rakami icerde kullanamamiz bizi bayagi gerdi. Kapida 3 kisilik giris ucreti, icerde de yemek, su, cay, kahve derken cocukla kaliteli zaman gecirme ugruna bir servet odedik. Ve de bunu bir degil iki hafta icinde uc kez yaptik. Bu enayilik neden derseniz, tek cevabim cocugun atlayip ziplamasi, uyumasi icin Xuma’nin cok rahat bir ortam olmasi ve yeterli gunes ve golgeyi tek yerde saglayabilmesi. Ama ne yemek ne de hizmet bizi genel olarak tatmin etmedi. Fakat aslinda bizim anlamamiz gereken Xuma’nin cocuklu aileleri Xuma’ya (artik) istemedigiydi ama yer guzel oldugu icin tum tatil boyunca anlamamakta direndik. Yalniz bu sene ayni direnci gosterme niyetinde degiliz, haberiniz olsun sevgili Xuma.

Yalikavak civarlarinda Xuma haricinde bir de Dodo Beach Club var. Ama kime sorsak, cocukla gitmeyin dediler, tavsiyelere uyduk. Denerseniz ve guzelse lutfen haber verin. Zira Yalikavak’ta Xuma’ya alternatif beach club ariyoruz.
Lokanta bakimindan biz ailecek Gumusluk hayrani oldugumuz icin Yalikavak lokantalarini  simdiye kadar hep pas gectik ama Balikci Sait cok tavsiye edildi, bu sene deneyecegiz insallah. Bir de Zeytinalti’nda gozleme yeme niyetim var, bakalim ne zaman kismet olacak?

Gumusluk:  Bodrum’da en sevdigimiz belde. Kendimce tanimlamam gerekirse: romantik, abartisiz, cirkin yapilasma kurbani (henuz) olmamis, kalabalik ama sakin, posh ama hippi diyebilirim. Denize girmek icin degil aksam gunes batisi seyredip, raki-balik yapmak icin gidilesi bir yer.  Sahilde bir suru balik lokantasi yanyana sirali. Hepsi guzel ama biz iclerinde en cok Gumus Café ve Yakamozu begeniyoruz. Tamamen tercih meselesi. Cok ovulen (Basbakanimizin da gecen bir kac senede sereflendirdigi) Mimoza’ya ayak basmak bir turlu kismet olmadi. Yavru Kartal olmadan once rezervasyonsuz erken saatte deneyelim dedik, biraz havalanmislardi denk getiremedik. Gecen sene yavru Kartal ile rezerve yapalim dedik, bu sefer de cocuklu ailelere allerjileri varmis, yine denk getiremedik. Boyle olunca sitkimiz siyrildi, vazgectik. Iyiki de vazgecmisiz, bu sayede Gumus Café’yi kesfettik ve oradan cikmaz olduk. Gumus Café, hem Gumusluk icinde hem de bir o kadar gurultuden uzak.  Balik ve mezeler enfes, servis 10 numara. Yakamoz da ayni sekilde. Bir de aslinda Tavsan adasina gecis yolu uzerinde Fenerci restoran var. Gecen sene Fenerci’de hic yemedik ama daha onceki senelerde cok memnun kalmistik.  Akvaryum restorani da herkesten duyuyorum fakat yerinin tam yurume yolu ustunde ve restoranin hep kalabalik olmasi nedeniyle cocukla oturmayi bir turlu gozumuze kestiremedik. Yoksa  Gumusluk’teki tum balikci lokantalari guzel, hangisinde yiyeceginiz tamamen o anki tercih meseleniz.
Simdi bu Gumusluk’un balikci lokantalarinin haricinde, bir de bizim kendi aramizda “Oteki Gumusluk” olarak bahsettigimiz, otel ve pansiyonlarin oldugu Gumusluk sahili restoranlari var ki bu bolgeyi gecen sene arabayi yanlis otoparka park ettigimizde kesfettikJ Tamamen hippi bir mekan. Shik giyinmeye gerek yok, bir terlik bir elbise yeter de artar bile. Jazz Caféde bir on icki alip, Ozak Pansiyon’un restoraninda yemege oturabilirsiniz. Baliktan pizzaya, makarnadan ete, ne isterseniz muthis lezzetli geliyor. Sogan-Sarmisak’da yiyecegim derseniz, cok az masasi var, rezervasyonsuz gitmeyin, bizim gibi her seferinde kedinin ciger dukkani onunde yalandigi gibi yalanirsiniz derim! Buralar dolu ise o zaman Ozak Pansiyon’dan devam edin yolun sonunda biraz ruzgarli olmakla beraber bir yunan tavernasi ile karsilasacaksiniz, onu da deneyebilirsiniz.

Ozetle Gumusluk’te yok yok. Ha, bir de Gumusluk’te takicilardan kendinizi azat edip otoparka dogru ilerlerken Lokmaci Ana’da bir kac lokma yuvarlamadan gitmeniz ayip olur, aman balik sonrasi tatliya abanmayin, midenizde 3-4 lokmalik yer mutlaka kalsin lutfen!
Bir de unutmadan Gumusluk’te senelerdir cok tavsiye edilen ve harika gunbatimi seyredilen Limon Kafe varmis (diyorum) cunku bir turlu gunes batisi saatini ayarlayip da gidemedik.  Eger yavru Kartal izin verirse bu seneki hedeflerimiz arasinda, Limon Kafe de var, heyecanla bekliyorum.

Not: Bodrum serimi Ortakent / Yahsi, Bodrum merkez ve Bitez ile bitirecegim.

Sevgiler.

Kusgozu

11 Nisan 2012 Çarşamba

bodrum -1

Malum yaz geliyor. Her ne kadar Londra’da havalar henuz yaz olmasa da her Turk ailesi gibi biz de yaz planlarimizi Turkiye yazlik mekan ucak bilet ve otel fiyatlari kendini kaybetmeden yapmak zorunda oldugumuzdan, biz gurbetciler  Subat-Mart itibariyle yaz havasina girmeye basliyoruz.

Simdi siki takipcilerimden iseniz hani once Peru, Bali, Singapur’u yazacaktin derseniz, bu sabah bir arkadasimla Bodrum’da son donemde yeme-icme grubunda nereler var diye bir eposta yazismasi yaparken, o zaman bari Bodrum’u yazayim, hem de boylece 1,5 ay icinde durma noktasina gelen blog kariyerimi yazin en sevdigim ikinci yer olan Bodrum’u  (tabi ki en sevdigim yer Heybeliada!) yazarak hareketlendirebilirim diye dusundum.

Bodrum, tabiki cogunuzun gittigi, gordugu, bildigi bir yer. Ekstra bir sey yazmam zaten imkansiz. Ama biz yavru Kartal ile Bodrum’un baska bir yuzunu gorduk, aslen sizlerle paylasmak istedigim bu. Zira Bodrum bekarken baska, evli ve cocuksuz iken baska, evli ve cocuklu iken bambaskaJ
*             *             *
Son uc senedir Agustos’un son iki haftasini Bodrum’da gecirmeye basladik. Kartalgozu ile ilk kez Bodrum’a “beraber” gittigimizde her ikimizin aklinda bekarken gidilen yerler ve yapilanlar kaldigindan evli cift olarak neler yapilabilir kisminda basta biraz bocaladik. Kartalgozu, alemin eski bickin delikanlilardan olarak vaktimizin buyuk bir kismini Golturkbuku’nde gecirmemizden yanaydi. Bense neredeyse  13 sene Bodrum’a ara vermis bir sahis olarak sadece Gumusluk, Kadikalesi, Turgutreis kismina hakimdim. Oyle mi yapsak boyle mi yapsak derken, araba da kiralamis oldugumuzdan her gun bir yere gidip denize girelim, her aksam da  baska bir belde de yiyelim boylece ikimizin de gonlunu yapalim diye dusunduk. Guzel de bir karar oldu. Allahtan ikimiz de bir otele gidip orada mihlanmayi sevmeyen bir ciftiz. Bu sayede Bodrum askimiz tekrar canlandi!

*             *             *
Bence Bodrum minimum 7 gunluk bir yer. Her yer ancak geziliyor. Yani bir gun Yalikavak, bir gun, Gumusluk, bir gun, Turgutreis, bir gun Golturkbuku, bir gun Akyarlar, bit gun Bodrum’un ici, bir gun de Ortakent derseniz zaten 7 gunu doldurduk. Gelmisken Bitez, Gundogan ve Golkoy’e gitseydim keske derseniz, oldu 10 gun. En iyisi mi 2 hafta kalin, arada begendiginiz bir yer olursa 2 kere gidersiniz, bir sonraki sene de en begendiklerinizi tekrarlarsinizJ Bir de Bodrum’da arabasiz olmamak lazim. Evet, yollar virajli, ickili araba kullanmak tehlikeli vs ama zaten belirli bir yastan sonra vucut eskisi gibi ickiyi kaldiramadigindan eslerden biri ya hic ya da tek kadehi tum gece boyunca icerse o zaman sorun olmuyor. Ondan sonra ver elini Bodrum yarimadasi…

*             *             *
Turgutreis: Eskiden fena halde sikici bir belde olan Turtgutreis, D-Marinin de yapilmasi ile beraber, bence gidilmesi gereken yerlerden biri oldu. D-Marin, yaz indirimlerinden faydalanmak icin birebir. Harika mayo, bikini, sort vs alabileceginiz dukkanlarin yanisira marinaya karsi gunbatiminda icki icmek icin Barcelona Café’yi tavsiye edebilirim. Acikcasi yemekler cok ahim sahim degil. Ama cocuklulara super servis var, o da yazlik yerde yetiyor insana. Kahve Dunyasi gayet guzel, dondurmalar beni bitirmeye yetiyor da artiyor bile.

Yine D-Marin’in icinde cocuklu oldugumuzdan oturu gitmemizin tavsiye edilmedigi ama harika manzarasi oldugunu duydugumuz Blue Point Beach Club var. Biraz yuksege insa edildiginden yavru Kartal ile sahilden cup deniz yapma imkanimiz yokmus ne yazik ki. Ama cocuksuz iseniz, deneyin, sonra da bize anlatin lutfen.
Turgutreis sahilden Kos adasina gunluk bot turu var. Gecen sene 23 Euro idi, bu sene ne olur bilmem. Ayrica Turtgutreis’ten yine guletlerle gunubirlik bot gezilerine katilabilirsiniz. Genelde Akyarlar ve Ortakent taraflarinda Camel Beach, Aspat, Karaincir ve Meteor’a goturuyorlar. Akyarlar’in denizin harika oldugunu soylememe gerek var mi bilemedim. Bence mutlaka yapilmasi gerekli bir tur.  Fiyatlar da gayet makul.
Turgutreis sahilde, guletlerin ilerisinde balik restaurantlarina dogru giderken adini bir turlu hatirlayamadigim ama denizin ustunde ve Turgutreis’in sembolu deniz kizini direkt goren bir café+bar var. Yemekler normal kafe tarzi (makarna, et vs) ama deniz sonrasi gunbatimina karsi bir icki almak icin gayet hos bir mekan.

Ayrica Turgutreis’in Cumartesi gunleri halk pazari var. Ev veya apart otel kiralamis iseniz, taze meyve sebze almak icin ideal.
Kadikalesi
Kadikalesi: Turgutreis’e arabayla 15-20 dakika mesafede bir yerleske (koy). Eger apart otel gibi ve direkt denize sifir yerler bakiyorsaniz AV-TA Tatil Koyu ve Club Armonia’nin kendine ait plajlari var.  Gardens of Babylon ve Kadikale Resort son 3-4 sene icinde acilan “alles inclusive” (her sey dahil) oteller. Bir kac odasi olan ve harika sabah kahvaltisi veren Peksimet Butik Otel’de bu otellerin hemen yanibasinda, denize sifir.  Bu otellerin disinda Kadikalesi’nde gunubirlik denize girebileceginiz bir kac halk plaji da mevcut  ama biz cocuklu ailelelere pek hitap etmiyorlar bence.




Club Armonia sahil

Kadikalesi’ne gelmisken aksam yemek yenebilecek iki guzel balik lokantasi var. Bir tanesi Korfez, digeri de hemen yanibasindaki Deniz Ambari restorani. Ikisinin de meze ve baliklari guzel. Biz Deniz Ambari Restoran’i daha tercih ediyoruz, makul fiyata makul yemekler seklinde. Korfez Restoran’da bazi geceler muzikli eglence de olabiliyor. Kumlarin uzerine kurulu masalarda gayet shik veya ayaginizda terliklerle yemege oturmaniz mumkun.

Kefaluka Resort
Akyarlar: Kadikalesi degil de Akyarlar tarafinda kalacaksaniz, Arhalya Tas Otel ve Camelot Butik Oteli (eskiden Manco Otelmis) denemenizi oneririm. Camelot’ta kalmiyorsaniz, fasilitelerinden ucret-I mukabilinde gunluk olarak yararlanabiliyorsunuz. Cocuklar icin her yerin cim olmasinin yanisira, havuz kismi da golgede oturmak icin cok ideal. Yemekleri leziz, epey genis kapsamli bir koy kahvaltisi var, deniz kismi gayet nezih, bas agrisi yaratmayan muzikler caliyor ve calisanlari gayet duzgun insanlar*. Eger tesisten cikmayacagim, cocugum da var, vaktim de az diyorsaniz Akyarlar’in sonunda Karaincir’i biraz gecince 5 yildizli Kefaluka Resort var. Yok ben ev kiralarim diyorsaniz Ruyakent, gercekten ruya gibi, denizi de cok guzel.


Meteor Beach Club

Ruyakent’in onunden devam ederseniz, denize girebileceginiz ilk durak olarak Meteor Beach Club var. Sonrasinda bir donem BBG’nin cekildigi Aspat Plaji ‘na gidebilirsiniz. Su anda orada hizmet veren bir tesis yok ama denizden tekne turuyla veya da arabayla karadan gidip denize girip, gununuze devam edebilirsiniz. Akyarlarin sonunda tasli yollardan ulasilabilen, harika bir kumsali ve sig denizi olan ve bizim gibi cocuklularin denize girebilecegi Karaincir plajindan mutlaka bahsetmem gerek.  Burada her sey gayet pragmaktik. Guzel olan sezlong ve minderler cimlerin uzerinde olmasi. Gecen sene golge acisindan biraz sorun yasamistik ama gozlemeler ve denizi gorunce golge sorunu dama kalkti. Fiyatlar beach club’lara oranla cok uygun. Herkes cok dogal, rahat, hep aileler var. Denizin sig ve kum olmasi ise cocuk icin muhtesem.

Lokanta acisindan biz Akyarlar’da sadece Turgutreis yolu ustunde harika deniz manzarali Bizim Olta Balik restoranini denedik. Ic ve dis dizayn size yaniltmasin yemekleri ve servisi cidden cok guzel.  Bu sene de Akyarlar sahilde nerede yiyebiliriz onu kesfetme niyetindeyiz.

Yarin Golturkbuku, Gumusluk, Yalikavak ile devam edecegim.

Not:*Calisanlardan bahsetmisken biz genel olarak Bodrum’daki otel, restoran ve beach club’lardaki personelin vicikligindan rahatsiziz. Bunu da yeri gelmisken soylemem lazim cunku gecen sene yavru Kartal ile Bodrum’a ilk gezimizi yaptik ve bir kac yer haricinde ne duzgun yemek yiyebildik ne de Kartalgozu ile iki cift muhabbet edebildik. Her garson, yavru Kartal’a sirin gozukmek derdinde oldugundan masamiz hic bos kalmadi, bir de ustune herkesin cocugumuzu ellemesi yaz sicaginda sinir katsayimizi artirdi. Buradan tum isletmecilere sesleniyorum, lutfen cocuklu ailelerle empati yapacagiz diye, elemanlarinizi ustumuze salmayin! Bu davranis tarzi yabanci ulkelerde yok. Sanirim bu laubalilik derecesinde samimiyet Turk insanina ozgu bir davranis. Lutfen, lutfen, bu yaz da ayni dertten muzadarip etmeyin bizi…
Sevgiler.

Kusgozu.

19 Mart 2012 Pazartesi

Yazilarima Bir Sure Ara Verdim...

Merhaba. Son bir kac haftadir ne yazik ki bloguma istedigim yazilarimi yazamadim. 12 gunluk bir istanbul ziyaretimiz oldu. Ardindan yardimcim tatile gitti. Evle ilgili tum isler ve 1.5 yasindaki kucuk kartal tamamen benim elime bakar oldu. Sirada yazacagim Bali, Singapur ve Peru var. Onlari yazdiktan sonra da Avrupa'ya gececegim. Fakat henuz vakit bulup da yazilarimi kagida dokemedim. 10-12 gune herseyi toparlama niyetindeyim. Simdiden anlayisiniz icin tesekkur eder, beni takip etmekten vazgecmeyin lutfen derim.

Sevgiler, Kusgozu.

26 Şubat 2012 Pazar

Mauritius

Yine Turklere vizesiz tropik bir deniz-gunes ulkesi… Iyi hizmet uzerine kurulu bir duzen, bu duzenin parcasi guleryuzlu insanlar, onlarin yaptigi guzel yemekler, simsicak bir deniz, beyaz kumlar ve yil boyu gunes garantisi… Bir tatilden daha ne istenebilir?



ADA TARIHI VE KONUMU
Resim, Worldatlas sitesinden alinmistir.
Mauritius, Hint Okyanusu’nda Afrika’nin dogusunda, Ekvatorun 20 derece guneyinde 2040 kilometrekarelik tropik bir ada. Nufusu yaklasik 1 milyon 200 civari. Baskenti Port Louis, Afrika’nin en zengin baskenti. Hint Okyanusu’nda Madagaskar’in dogusunda  Reunion ve Rodrigues adalari ve diger kucuk adaciklarla beraber Mascarene adalarini  olusturmakta.
Ada, 9. Yuzyil civari Araplar tarafindan kesfediliyor. Daha sonra Portekizliler tarafindan ziyaret ediliyor ve Hollandalilar 16. yuzyil civari adada kisa sureli koloni kurup, ulkenin o donemdeki yoneticisi Prens Maurice Van Nassau’nun ismini adaya veriyorlar. Yani adalilarin Yeni Zellanda’daki Maori’lerle dil surcmesi sonucu olusan bir akrabaliklari yokJ
1715’te Hollandalilar’I takiben Fransizlar adayi somurgelerine katiyorlar ve 1814 yilinda (Seyseller ve Reunion adalari dahil) Mauritius, Ingilizler’in eline gecene kadar Fransizlar adada ciddi bir sekilde liman sehri kurup (Port Louis) adanin altyapisini da katkida bulunuyorlar.  Ingilizler’in 1835 yilinda koleligi kaldirmasiyla beraber, Hindistan’dan da goc akimina ugrayan ada nihayetinde 1968 yilinda bagimsizligini ilan edip ozgurlugunu kazaniyor. Fakat halen Ingilizler’in Commonwealth toplulugunun parcasi olmaya devam etmekteler.
Bu nedenle adada Fransiz ve Ingiliz somurgeciliginden kalma bir kultur hakim (mesela fisler Ingiliz fisi, trafik yolun solundan vs). Anadil Ingilizce olmakla beraber adada hemen herkes Fransizca ve yerel dil Creole’yi de konusuyor. Konumu itibariyle  Afrika ve Hindistan etkisi de var, dolayisiyla adada cok genis bir kultur yelpazesi var. Zaten adayi bu kadar vazgecilmez kilan da bu sanirim!
Din olarak Islam, Hristiyanlik, Hinduizm ve Budizm gecerli.  Herkesin inandigi dini uygulamasi serbest.
Ulkenin para birimi Rupee ve her yerde kredi karti ile alisveris yapmak veya ATMlerden para cekmek mumkun.
Bu arada bilgilerimi toparlarken goz attigim http://www.tourism-mauritius.mu/en/news/tv8-from-turkey-in-mauritius sitesinden anladigim 3 Mart 2012 itibariyle TV8’de 3 hafta boyunca Mauritius tanitilacakmis, eger bu adayla ilgileniyorsaniz seyretmek farz oldu diyebilirim cunku sadece deniz – gunes kismi degil genel olarak adanin dini, kulturu ve gunluk hayati hakkinda da bilgi verilecektir, enteresan olabilir.
Ayrica daha fazla bilgi icin adayla ilgili su yabanci ve Turk sitelere de bakabilirsiniz:



ADANIN TURIST YELPAZESI
Adanin ziyaretcileri, genelde golf ustalari veya golf ogrenmek isteyenler ya da bizim gibi golfle alakasiz olmakla beraber Londra’ya (goreceli) yakin mesafede kis ortasinda tropik tatil yapmak isteyen cocuklu veya cocuksuz her turlu cift.
Her yerde goruldugu gibi halk arasinda yeni Saudi olarak da isimlendirilen Rus zenginlerini gormek mumkun.  Fransiz, Ingiliz ve Italyan aileler de pek cok.
Biz Mauritis’a gitmeyi secerken daha once giden ailelerden cok tavsiye alarak gittik. Langkawi’de oldugu gibi, buraya da bir giden yine gitmeye devam ediyor. Ustuste seneler boyu ayni otele giden kisilerle bile karsilastik. Adada herkese hitap eden aktivite olmasi da bunun sebeplerinden diye dusunuyorum ama en onemlisi guleryuz ve hizmet kalitesi. Biz bugune kadar gittigimiz yerler icinde Mauritius’taki kadar kendimizi kral-kralice hissetmedik! Kisa sureli de olsa guzel bi his, herkese tavsiye ederimJ


NE ZAMAN GITMEK LAZIM
Aralik – Nisan arasi  adanin yazina denk geliyor.  Yazin sicaklik 25 -33 derece arasinda degismekle beraber  Ocak ve Subat aylari en fazla siklon vurma tehlikesi olan donem.
Mayis – Aralik arasi ise adada kis donemi ve sicaklik 18 – 24 derece arasi degisiyor ve yine de sicak gayet hissedilir derecede. Kis sezonu, kuru sezon oldugundan yagmur yagma olasiligi dusuk dolayisiyla biz tatilciler icin adaya gidilebilecek en ideal donem. Sadece Temmuz – Agustos aylarinda ruzgarlarin artmasi nedeniyle adanin dogu kiyilarinda tatil yapacaksaniz dikkatli olmak gerekebilir. Bir de tabi yaz aylari cocuklu ailelerin (ozellikle Fransiz, Ingiliz) tatil donemine rastladigindan ben adaya gitmek icin Mayis veya Haziran’i secmenizi oneririm.
Biz Mauritius’a 2011 Mayis basinda gittik, hava bir kac gun kapali olsa da adada yapilacak aktiviteler gayet cok oldugundan 2-3 gun gunessizlik  bizi  cok uzmedi dogrusu.



NEREDE KALMALI
Mauritius, kucuk bir ada olmasina ragmen golf turizmi de olmasi nedeniyle her butceye hitap eden otellere sahip. Genel olarak kumsallar harika ve her zevke gore ayri kumsalda takilmaniz mumkun cunku Mauritius’ta tum kumsallar halka ait.
Adanin kuzeyi beyaz kumsallarinin guzelligi ve dalis alanlarinin coklugu nedeniyle cok tercih ediliyor. Adanin kuzeydogusunda Afrika’nin Avusturalya’ya en yakin ucu olan Rodrigues adasi var. Burasi 2007 yilindaki siklondan epey etkilenmis olsa da, mercanlarin guzelligi acisindan dalgiclar icin cennet bir mekan. Eger vaktiniz bol ise Mauritius’a gitmisken burada  vakit gecirmek isteyebilirsiniz. Kuzeyde Intercontinental, Maritim, Le Meridien gibi bilindik otel zincirler iharicinde irili ufakli 30’a yakin otel, hostel, bungalowlar var.
Doguda cok ragbet goren 5 yildizli golf otelleri mevcut: Le Saint Geran, Le Touessrok ve Four Seasons bunlardan bazilari. Hepsinin icinde 3-4 ayri kuzin yiyebileceginiz restaurant, havuz, cesitli cocuk aktiviteleri ve bu tarz adalarin vazgecilmezi olan masaj odalari mevcut.  Gerci masaj adada her yerde mevcut ve gitmisken yaptirmamak inanin buyuk bir hata olur!
Adanin batisinda nehirlerin de bollugu nedeniyle kuzeydeki ve dogudaki gibi beyaz kumsal sayisi cok degil.  Fakat  Hilton, Sofitel, Taj gibi otel zincirleri kalinabilecek guzel otellerden.
Adanin guneyi ise beyaz kumsallardan pek nasibini alamamis. Daha kayalik ve daglik bir yapisi var o yuzden yerlesim de pek fazla yok.
Otel detaylarina su sitelerden de bakabilirsiniz:


ADADA ULASIM
Adada tatilciler icin ulasim genel olarak taksi ulasimi demek. Ya da daha ucuz olsun derseniz otobusu de deneyebilirsiniz ama cocuklu iseniz veya balayi veya romantik bir tatil icin gitmisseniz ve otelden disari 1-2 kez cikacaksiniz direkt taksi tutmak en kolayi. Taksilerde, taksimetre degil anlastiginiz fiyat gecerli. Genelde de gunluk veya gezeceginiz yere gore saatlik kiralayabiliyorsunuz. Tuttugunuz taksiye gore de asagi yukari gunluk taksi tutmak 1500 – 2500 Rupee arasi.  Taksi haricinde maceraci bir kisilik iseniz adada lokal herkesin yaptigi gibi bir motor kiralayip da gezebilirsiniz. Fakat trafik Turkiye’nin tersi sekilde soldan akiyor ve Mauritiuslular trafikte bir canavar olabiliyorlarmis (biz neyseki denk gelmedik), o yuzden yabanci memlekette hic risk almayin derim. Ya da ben zaten Turkiye’de kendim bir trafik canavariyim diyorsaniz, buyrun hodrimeydan!

ADANIN BITKI ORTUSU

Mauritius, dogaseverler icin kendilerini kaybedebilecekleri bir cennet. Ciceklerin ve agaclarin binbir turlusunu Mauritius'ta gordum desem yalan olmaz.
























ADADA YAPILACAK AKTIVITELER
Simdi adada denizsel aktivite olarak neler yapilabilir onlari siralayacagim.
1.     Snorkel – Benim gibi yuzdugu suyun altini gormedigi icin rahatsiz olan insanlardansaniz, Mauritius’ta snorkel yapmak sizi ihya edecektir! Zira olaganustu bir deneyim. Gerci tatilde tanisip snorkeli beraber yaptigimiz cift, Mauritius ile Seyseller’in karsilastiralamayacagini en iyi snorkelin Seyseller’de yapildigini soylediler. (Langkawi’deki su sporu hocasi da bu bilgiyi teyid edenlerden). Biz adanin dogusunda me yazik ki adini not almadigim bir bolgede snorkel yaptik ama adada esas snorkelin daha guneydoguda Blue Bay’de yapildigini soylediler.
2.     Derin sularda balik avi – Bu tarz avlamayi okyanusa yakin yerlerde tatil yapiyorsaniz genelde oneriyorlar. Balikci bir kisiliginiz varsa neden olmasin? Bizi bu tarz avlanmalar pek cezbetmiyor.



3.     Adanin etrafinda yat gezisi – Gittigimiz donemde cocuk kucuk oldugu icin, ne yazik ki herhangi bir yat veya botsal aktiviteye katilamadik. Ama bence yapilmasi kesinlikle gerekli aktivitelerden biri. Eminim gideceginiz otelin denizi size yetecektir ve yerinizden kimildamak istemeyeceksiniz ama baska kumsallari da kesfetmek hos olabilir. En azindan Le Touessrok veya Four Seasons otellerinde kaliyorsaniz  gunu birlik motorla Ile aux Cerf adacigina gecmek mumkun. Hatta o gunu Trou d’Eau Douce koyune bir geziyle de birlestirebilirsiniz.  Bu tur gezileri genelde otelden ayarlamak mumkun oluyor.

4.     Scuba dalisi – Eylul ve Mart arasi onerilen tarihler.

5.    Sorf – Temmuz, Haziran, Agustos aylarinda ruzgar iyi oluyormus. Adanin batisinda Tamarin Bay, bu isin  60-70lerde dunyada yapildigi ilk yerlerden. Eski albenisi olmamasina ragmen, hala ruzgari varmisJ Denemek isteyebilirsiniz.

6.     Kayaking, parasailing, vs vs...
Ayrica eger yagmurlu veya gunessiz bir gun yasayacaginiz kesin ise asagidakilere bir bakin derim:
1.     Port Louis – Mauritius’un baskenti. Ingilizler’in adayi ele gecirmesinden sonra baskent oluyor. Koloni doneminden kalma yapilar mevcut. Biz gidemedik ama gitseydik cesitli el islerinin satildigi Central Market ve Natural History Museum (Doga Tarihi Muzesi) gormek istedigimiz yerlerdi. Genel olarak sehri yuruyerek gezebilecegimizi soylediler, bir dahaki sefere insallah!

2.     Sir Seewoosagur Ramgoolam Botanik Bahcesi (nam-i diger  Pamplemousses Botanik Bahcesi) -Topraga ve dogaya ilginiz varsa, bence harika bir yer. Devasa niluferler dahil, bir suru tropik agac cesidi gormek mumkun. Biz otelden ayarladigimiz taksiyle gidip yaklasik 2 saat kadar gezip donmustuk. Sizi kapida gonullu olarak bekleyen doga bilimciler gezdiriyor, tek tek agaclarin ozelliklerini, medikal olarak nasil kullanildiklarini, vs anlatiyor ve tabi ki anlatimin sonunda gonlunuzden kopan bir ucret odemek durumunda kaliyorsunuz. Genel olarak cok tatmin edici bir gezi olmustu.






3.       The Black River Gorges Dogal Parki- Mauritius’un en buyuk dogal parki.  Yaklasik 3 saatlik bir
        gezi ile gezmeniz mumkun. Bize kismet olmadi belki size olurJ

Yukaridakiler haricinde at yarislarina ilginiz var ise Mauritius, Guney Yarimkure’de bu sporun yapildigi en eski yerlesim yeri   Port Louis’deki Mauritius Turf Club’in yeri Champ de Mars da  cok popular bir yaris mekani ve  Ingiliz At Klubunden sonra Dunyadaki en eski klup olma unvanini tasiyor. Disaridan da bahis aliyorlarmis at yarisi meraklilarinin dikkatine!  
Golfu kesinlikle atlamamak gerek. Adanin kuzeyi ve dogusu golf kluplerine ev sahipligi yapiyor. 16 tane golf klubu var. Mauritiuslular icin cok ciddi bir gecim kaynagi.
Ozetle, Mauritius tekrar tekrar gidilebilecek tropik bir ada. Turkiye’den Mauritius’a Dubai uzerinden Emirates ile ucabilirsiniz. Aktarma ile beraber yaklasik 13 saat gibi surebiliyor. Ingiltere’den ucacaksaniz tabi cok daha fazla alternatif var (Virgin havayollari, British Airways, Emirates, Air Mauritius vs). Biz Air Mauritius ile direkt uctuk ( 12-13 saat kadar surdu) ve bu havayolundan cok memnun kaldik, tavsiye ederiz.

Sevgiler, Kusgozu.